Sosyal Medya

Güncel

Erdoğan, Başbuğ’a neden inanmamıştı?

Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın kitabında işaret ettiği, Genelkurmay’daki 14 Ocak 2004 tarihli brifingte Başbakan’ın yüzüne karşı TSK iç tüzüğünün 35. maddesini hatırlatan kişi İlker Başbuğ’du...



2003-2004 döneminin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın Zorlu Yılların Sessiz Tanığı kitabında, günümüzün en hararetli sorularından biri olan “ErdoÄŸan, Cemaat konusunda kendisini uyaran askerleri neden dinlemedi?” sorusuna cevap niteliÄŸinde bölümler de var.

Bu nitelikteki soruların en tazesi, Ahmet Hakan’ın CNNTürk’teki Tarafsız Bölge programında (29 Aralık) eski Genelkurmay BaÅŸkanı Ä°lker BaÅŸbuÄŸ tarafından dile getirildi. BaÅŸbuÄŸ, görevdeyken BaÅŸbakan’ı defalarca uyardığını, hatta bazı polislerin isimlerini de kendisine verdiÄŸini, fakat ErdoÄŸan’ın bu uyarılarla ilgili olarak harekete geçmediÄŸini söyledi.

BaÅŸbuÄŸ, Ahmet Hakan’ın, kendilerine yönelik ithamlar konusunda sessiz kalıp uyarıları dinlemeyen ErdoÄŸan’ı ve hükümeti de sorumlu tutup tutmadığı sorusuna cevap verirken suçlayıcı bir tutum takınmadı. Tam tersine, Cemaat tarafının iktidarın nasıl tehdit ve tehlike altında bulunduÄŸu hususunu sürekli iÅŸlediÄŸi düÅŸünüldüÄŸünde, ErdoÄŸan’ın ikna olmamasını anlaşılabilir bulduÄŸunu imâ eden cümleler kurdu. Hatta bu izahını güçlendirebilmek için ErdoÄŸan’a sadece 2006 yılı içinde 136 suikast ihbarının yapıldığını hatırlattı.

BaÅŸbakan neden itibar etmedi?

Peki BaÅŸbakan ErdoÄŸan neden belli bir âna kadar Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un uyarılarını dinlemedi de, polislerin ve istihbaratçıların deÄŸerlendirmelerine itibar etti?

Bunda hiç kuÅŸkusuz, AK Parti iktidara gelir gelmez baÅŸlayan ve bir halkasını Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un oluÅŸturduÄŸu askeri müdahale sürecinin ErdoÄŸan’ın zihnindeki izlerinin de payı vardı.

BaÅŸbuÄŸ, Tarafsız Bölge’de Genelkurmay BaÅŸkanlığı dönemindeki iddiaları cevapladı ve bu dönemde siyasi iktidara karşı deÄŸil müdahale, vesayet çabası içinde dahi olmadığını söyledi.

Bu yazının konusu olmadığı için Genelkurmay BaÅŸkanlığı dönemini ÅŸimdilik bir kenara bırakalım... Fakat ErdoÄŸan’ın onun sözlerine itibar etmemesinin 2003-2004 dönemine giden izleri de var. Bu yazıda, Aytaç Yalman’ın kitabında yer verdiÄŸi 14 Ocak 2004 tarihli toplantıya atıfla, bu izlerin hiç kuÅŸkusuz en derinine yakından bakacağız.

3 Aralık 2003 toplantısının devamı

14 Ocak 2004 toplantısı, Darbe Günlükleri’nin en önemli parçasını oluÅŸturan 3 Aralık 2003 toplantısının bir devamı niteliÄŸindeydi. Bizzat Genelkurmay BaÅŸkanı Hilmi Özkök’ün teyit ettiÄŸi gibi TSK’daki bütün orgenerallerin katıldığı toplantıda hükümete karşı izlenecek hal tarzı ele alınmış, Özkök “teklifleri toplamış”tı. Bugün artık biliniyor: Özkök’ün oyu da “teklif”lerin yönünde olsaydı AK Parti iktidarı 2004’ü göremeyebilirdi.

Ä°ÅŸte o toplantıdan memnuniyetsiz bir biçimde ayrılan generaller, iÅŸin havası kaçmadan hükümeti sıkıştırmaya karar veriyorlar ve bu amaçla BaÅŸbakan ile Milli Savunma Bakanı’nı Genelkurmay’a davet ediyorlar.

Yalman, kitabında o günleri ÅŸöyle anlatıyor:

“Daha sonra hatırladığım kadarıyla burada (3 Aralık 2003 toplantısında –A. G.) ifade edilen hususların yetkili makamlara aktarılmasının uygun olacağını belirterek görüÅŸümü ifade ettim.

“Nitekim söz konusu toplantıdan sonra Genelkurmay Karargâhında konuyla ilgili bir hazırlık yapıldı. Yanılmıyorsam 19 Ocak tarihinde (DoÄŸrusu 14 Ocak –A. G.) BaÅŸbakan, Milli Savunma Bakanı ve Kuvvet Komutanlarının katıldığı bu toplantıda 3 Aralık 2003 günü ifade edilen hususlar istikametinde bir brifing verildi. Bu brifing Genelkurmay BaÅŸkanı adına Genelkurmay 2. BaÅŸkanı (Ä°lker BaÅŸbuÄŸ –A. G.) tarafından verildi.”

Yalman, konuÅŸmayı tam olarak hatırlamadığını belirttikten sonra kitabında ÅŸu notu düÅŸüyor:

“(...) Ancak konu bütünlüÄŸünü saÄŸlamak amacıyla ‘Ä°maj ve Hakikat’ kitabının 221-226 sahifelerinde böyle bir konuÅŸmaya yer verilmiÅŸtir.”

‘TRT bildirisi’ hazırlığı gerektirecek kadar önemli

Ä°maj ve Hakikat, Darbe Günlükleri’nin Nokta dergisinde (Nisan, 2007) yayımlanan versiyonunda yer almayan notların da yer aldığı, benim tarafımdan 2012’de yayımlanan bir kitap...

Yalman’ın kitabında iÅŸaret ettiÄŸi 14 Ocak 2003 toplantısı, 2007’deki dar zamana sıkışmış dergi haberinde yer almamış, fakat 2012’deki kitapta yer alabilmiÅŸti.

Komutanların, giderken aralarında “TRT bildirisi hazırlığı gerektirecek kadar önemli” diye niteledikleri toplantı, Günlükler’de sadece ÅŸu notla anılıyor:

“Genelkurmay BaÅŸkanlığı'na gittik. Biraz sonra Milli Savunma Bakanı geldi. Toplantıyı oturma odasından brifing odasına almışlar. Anlaşılmaz ÅŸeyler oluyor. O kadar ısrarcı olan 2. BÅŸk. toplantı yerini ne olduÄŸunu anlamadığımız bir nedenden dolayı deÄŸiÅŸtirebiliyor. Dikkat ettim, Ä°lker aşırı derecede heyecanlıydı. Kendi kendine konuÅŸuyordu. 10:00'da BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan geldi, önce oturma odasına geçtik. Toplantı 2. BÅŸk. Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un yaptığı yazılı konuÅŸma ile baÅŸladı.” (Notlar, bu noktada, daha sonra bir örneÄŸine Åžener Eruygur’un dokümanları arasında ulaşılan EK-F'ye referansla bitiyor. Günlükler'in içindeki baÅŸka bir dosyada yer alan EK-F’de Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un yaptığı konuÅŸmanın tamamı yer alıyor.)

Toplantıda askerler, Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un aÄŸzından, “deÄŸiÅŸtim diyorsunuz ama bunu bize ispat etmelisiniz” havasında BaÅŸbakan’ı açıkça “sigaya” çekiyorlar. Ayrıca kendisine TSK Ä°ç Hizmet Kanunu’nun meÅŸhur 35. maddesi dahi hatırlatılıyor.

Genelkurmay 2. BaÅŸkanı Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un elindeki yazılı metinden okuduÄŸu “muhtıra gibi”nin bazı bölümleri ÅŸöyleydi:

‘TSK olarak sessiz kalmamız mümkün deÄŸildir’

“23 AÄŸustos 2001 tarihinde, Kalyon Oteli’nde AKP Genel BaÅŸkanı olarak yaptığınız konuÅŸmada, ‘Tecrübelerinden ders çıkarma erdemine sahip insanlar gibi ben de deÄŸiÅŸmeyi bir erdem sayıyorum’ demiÅŸtiniz. Ayrıca, ‘LaikliÄŸi demokrasinin gereÄŸi olarak görüyoruz...’ söyleminiz ile deÄŸiÅŸtiÄŸiniz mesajını verdiniz.

“Siz ve partinizin birçok üyesi Milli GörüÅŸ ile siyasete baÅŸladınız. Nedir bu Milli GörüÅŸ? Necmettin Erbakan, 13 Mayıs 1990’da Sivas’ta yaptığı konuÅŸmada, ‘Biz Müslümanız, Kur’anı hakim kılmak isteyene gideceÄŸiz’ ifadesini kullanmıştır. 14 Temmuz 1996 tarihli Milliyet Gazetesi'ndeki söyleÅŸinizde, ‘Refah Partisi’nin referansı Ä°slam’dır. Bize göre demokrasi amaç deÄŸil ancak bir araçtır’ diyorsunuz.

Toplumun zihninde, 23 AÄŸustos 2001’de ifade ettiÄŸiniz deÄŸiÅŸimin ne derece gerçeÄŸi yansıttığını deÄŸerlendirmek istiyoruz.

“TSK Ä°ç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi ‘Silahlı Kuvvetler’in vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiÅŸ olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır’ hükmünü amirdir.

“T. C. Anayasası’nın 2. maddesi Cumhuriyet’in niteliklerini; ‘Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliÄŸine baÄŸlı, baÅŸlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir’ ÅŸeklinde belirlemiÅŸtir.

“(...) TSK olarak Cumhuriyet’in temel niteliklerini hedef alan uygulamalara karşı sessiz kalmak mümkün deÄŸildir.”

Aytaç Yalman’ın, o toplantıda Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un dillendirdiÄŸi asker görüÅŸünü öÄŸrenmeleri için okurlarını hiçbir itirazî ÅŸerh düÅŸmeden Ä°maj ve Hakikat’teki ilgili bölüme göndermesi, o konuÅŸmanın sahihliÄŸini bir kez daha teyit ediyor.

Yalman’ın kitabı da gösteriyor ki, Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un BaÅŸbakan nezdinde inandırıcı olamamasının nedenlerinden bir bölümünü de 2003-2004’te aramak gerekiyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.